3. Uluslararası Epigenetik Kongresi, İstanbul, Türkiye, 24 - 26 Ekim 2025, ss.56, (Özet Bildiri)
Serum LDL-kolesterol seviyelerinin genetik polimorfizmler, bağırsak mikrobiyotası ve beslenme ile arasındaki ilişkilerin incelenmesi
Asu Şevval İçelli1, Can Ergün2, Murat Urhan3
1İstanbul Kent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü, İstanbul, Türkiye
2İstanbul Aydın Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü, İstanbul, Türkiye
3Ege Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü, İstanbul, Türkiye
Amaç: Bu retrospektif çalışmanın amacı, beslenme, bağırsak mikrobiyotası ve APOE gen polimorfizmlerinin serum LDL-kolesterol (LDL-K) düzeyleri üzerindeki etkilerini nutrigenetik bakış açısıyla bütüncül olarak incelemektir.
Yöntem: Çalışmada, 2016-2022 yılları arasında özel bir sağlık kuruluşuna başvuran 609 yetişkinin (%48 erkek) danışan kayıt verileri incelenmiştir. Katılımcıların yaş ve cinsiyet bilgileri, antropometrik ölçümleri, besin tüketim verileri, serum LDL-K düzeyleri ve APOE rs7412 ve rs429358 genotipleri değerlendirilmiştir. 81 kişide ayrıca bağırsak mikrobiyota analizi değerlendirmeye dahil edilmiştir. İstatistiksel analizler SPSS 27.0 ile yapılmış, anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edilmiştir.
Bulgular: Serum LDL-K düzeylerinin beden kitle indeksi (BKİ) ile pozitif korelasyon gösterdiği (P = 0,000) ve farklı ApoE alellerinin LDL-K düzeyleri üzerinde anlamlı etkiye sahip olduğu görülmüştür. En yüksek LDL-K düzeylerinin e4+ grubunda, ardından sırasıyla e3/e3 ve e2+ gruplarında olduğu görülmüştür (P = 0,000). Sonuçlar, diyetle alınan kolesterol ve lif tüketiminin serum LDL-K düzeylerini anlamlı şekilde etkilemediğini göstermiştir (sırasıyla P = 0,705 ve P = 0,722). Ayrıca, enterotiplerin ve bağırsak mikrobiyotasının bütirat sentez potansiyelinin serum LDL-K seviyelerinde anlamlı değişikliklere neden olmadığı gözlenmiştir (sırasıyla P = 0,369 ve P = 0,975).
Sonuç: Serum LDL-K düzeyleri, değiştirilebilir bir belirleyici olan BKİ ile değiştirilemeyen bir belirleyici olan APOE genotipinden etkilenmektedir. Bu unsurların tanımlanması ve konuya ilişkin ileri araştırmaların gerçekleştirilmesi, kardiyovasküler hastalıklarla ilişkili serum LDL-K düzeylerinin iyileştirilmesine yönelik yeni yaklaşımların geliştirilmesine katkı sağlayabilir. Bununla birlikte, gen-besin öğesi veya mikrobiyota-besin öğesi etkileşimlerinin serum LDL-K düzeyleri üzerinde anlamlı bir etkisi gösterilememiştir. Genetik özelliklerin ve bağırsak mikrobiyotasının, diyet ile serum LDL-K düzeyleri arasındaki ilişkide belirleyici bir rol oynayıp oynamadığının ortaya konabilmesi için ileri düzey araştırmaların yapılması gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler: LDL-kolesterol, ApoE, nutrigenetik, bağırsak mikrobiyotası
Investigation of the relationship between serum low-density lipoprotein cholesterol levels with genetic polymorphisms, gut microbiota, and nutrition
Asu Şevval İçelli1, Can Ergün2, Murat Urhan3
1Department of Nutrition and Dietetics, Faculty of Health Sciences, İstanbul Kent University, İstanbul, Turkey.
2Department of Nutrition and Dietetics, Faculty of Health Sciences, İstanbul Aydın University, İstanbul, Turkey.
3 Department of Nutrition and Dietetics, Faculty of Health Sciences, Ege University, İzmir, Turkey.
Objective: The aim of this retrospective study was to comprehensively investigate the effects of nutrition, gut microbiota, and APOE gene polymorphisms on serum LDL-cholesterol (LDL-C) levels from a nutrigenetic perspective.
Methods: Data from 609 adults (48% male) who applied to a private healthcare institution between 2016 and 2022 were analyzed. Age, sex, anthropometric measurements, dietary intake data, serum LDL-C levels, and APOE rs7412 and rs429358 genotypes of participants were evaluated. Additionally, gut microbiota analyses were included for 81 participants. Statistical analyses were performed using SPSS version 27.0, and the significance level was set at p<0.05.
Results: Serum LDL-C levels showed a positive correlation with body mass index (BMI) (p=0.000), and different APOE alleles had a significant effect on LDL-C levels. The highest LDL-C concentrations were observed in the e4+ group, followed by the e3/e3 and e2+ groups (p=0.000). Dietary cholesterol and fiber intake did not significantly affect serum LDL-C levels (p=0.705 and p=0.722, respectively). Furthermore, enterotypes and the butyrate synthesis potential of the gut microbiota were not associated with significant changes in serum LDL-C levels (p=0.369 and p=0.975, respectively).
Conclusion: Serum LDL-C levels are influenced by BMI—a modifiable determinant—and by APOE genotype—an unmodifiable determinant. Identifying these factors and conducting further research on this topic may contribute to the development of new approaches for improving serum LDL-C levels associated with cardiovascular diseases. However, no significant effects of gene–nutrient or microbiota–nutrient interactions on serum LDL-C levels were observed. Further advanced studies are required to determine whether genetic factors and the gut microbiota play a decisive role in the relationship between diet and serum LDL-C levels.
Keywords: LDL-cholesterol, ApoE, nutrigenetics, gut microbiota